Britanya İşçi Partisi parlamentonun açılış töreninde “ulusal yenilenme” planını açıkladı

Bu haberin orijinal dili İngilizce idi.

İngiltere'de 4 Temmuz'da Keir Starmer liderliğinde yapılan genel seçimlerde 14 yıllık Muhafazakar Parti iktidarına son İşçi Partisi, parlamentonun açılış töreninde “ulusal yenilenme” planını açıkladı.

Seçimde 410 sandalye kazanan İşçi Partisi, Britanya Parlamentosu'nun 650 üyeli Avam Kamarası'nda çoğunluğu elde etti.

İşçi Partisi İngiltere'ye yönelik planlarını Kral III. Charles'ın gözetimindeki Britanya Parlamentosu'nun resmi açılışında sundu.

Hükümet yetkilileri tarafından hazırlanan konuşma Kral III. Charles tarafından yapıldı.

Kral III. Charles, hükümetin vaatlerini sıraladığı konuşmasında, yeni hükümetin “ulusal yenilenme” ve ülkenin yüksek yaşam maliyeti krizini hafifletme vaatlerini dile getirdi.

Başbakan Keir Starmer, ekonomik büyümeyi ve istikrarı yasama gündeminin merkezinde tutmaya devam etti. Starmer, değişimin kolay olmayacağını belirterek, “kararlı ve sabırlı çalışma” gerektiğini vurguladı.

Starmer ayrıca bireysel gelirlere uygulanan vergileri artırmayacağını söyledi ve değişikliğin “kırılması zor vergi kurallarına” bağlı olacağını kaydetti.

Kral Charles III, Lordlar Kamarası'nın her iki meclisinden yüzlerce milletvekiline hitaben yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Hükümetim hem iş dünyası hem de işçilerle yeni bir ortaklık arayacak ve ülkenin son dönemdeki yaşam maliyeti sorunlarından kurtulmasına yardımcı olacak. Tüm toplumlar için refahın yaratılmasına öncelik vermek.” ” diye ilan etti.

Kampanyası sırasında Starmer, işçi yanlısı ve iş dünyası yanlısı olmak, büyük yeni bina projelerini desteklemek ve çevreyi korumak istediğini duyurdu.

Kralın konuşmasının ana konuları

Kral III. Charles'ın konuşması, konut inşasından Britanya demiryollarının kamulaştırılmasına ve ülkenin elektrik arzının karbondan arındırılmasına kadar uzanan 40 yasa tasarısını içeriyordu.

Hükümet, Ulusal Varlıklar Fonu kurarak ve yeni evlerin ve altyapının inşa edilmesini önleyen planlama kurallarını yeniden yazarak İngiltere'yi “sağlamlaştıracağını” söyledi.

Starmer hükümeti işçilere daha fazla koruma sözü verdi. Bazı “sıfır saat” sözleşmelerinin (insanlara yalnızca fiilen çalıştıkları saatler için ödeme yapan iş sözleşmeleri) yasaklanacağını duyurdu.

İşçilere daha yüksek asgari ücret sözü veren hükümet, kiracıları kalitesiz konutlardan, ani tahliyelerden ve evcil hayvan kabul etmeyen ev sahiplerinden korumak için de önlem alacağını duyurdu.

Hükümet yerel yönetimlere daha fazla yetki vaat ederken, aynı zamanda daha iyi otobüs ve tren hizmetleri de vaat etti.

Başbakan Starmer büyük ölçekli kamulaştırmadan kaçınsa da hükümet, gecikmelerle boğuşan tren işletmecilerini kamu mülkiyetine dönüştürmeyi planlıyor.

Konuşmada, hükümetin “küresel iklim sorununun aciliyetinin farkında olduğu” ve önceki Muhafazakar hükümetin petrol ve gaz aramalarına verdiği önemden farklı bir yol haritası benimsediği belirtildi.

Yenilenebilir enerjiyi artırmanın yanı sıra, kanalizasyonu nehirlere, göllere ve denizlere boşaltan su şirketlerine daha sert cezalar vaat edildi.

Ayrıca sınır güvenliğinin güçlendirilmesi kapsamında insan kaçakçılığı yapan çetelerle mücadele için güçlendirilmiş Sınır Güvenlik Komutanlığı kurulacağı kaydedildi.

Bu karar, Starmer'dan önce iktidarda olan Muhafazakar Parti'nin İngiltere'den Ruanda'ya sığınmacı gönderme planını rafa kaldırmasının ardından alındı.

Lordlar Kamarası'nın reformu yönündeki ısrarlı iddiaları kabul eden yeni hükümet, kalıtsal soyluların “modası geçmiş ve savunulamaz” varlığını ortadan kaldıracağını iddia etti.

Öte yandan İşçi Partisi'nin Lordlar'ın emeklilik yaşını 80 olarak belirleme ya da oy kullanma yaşını 18'den 16'ya düşürme vaadinden bahsedilmedi.

Hükümetin bu sözü bir sonraki seçimden önce vermeye niyetli olduğuna inanılıyor.

Ekonomik önlemler arasında şirketler için daha sert kurallar ve tüm hükümet bütçelerinin önceden bağımsız denetimden geçmesini gerektiren bir yasa yer alıyordu.