Fransa'da erken genel seçimlerin yol açtığı siyasi çıkmaz devam ederken bütçe konsolidasyonu çağrıları da artıyor.
Bank of France'ın ardından Ulusal Denetim Ofisi de kamu maliyesinin durumuna ilişkin raporunda, bütçe açığının azaltılmasının ülke açısından “hayati” olduğunu duyurdu.
Ofisin raporunda, “Gerçek yapısal reformlardaki gecikmeler nedeniyle, yinelenen (bütçe) açıklar ve bu açıkların yüküyle daha da kötüleşen kamu borcunun maliyeti giderek daha maliyetli hale geldi” denildi.
Raporda, bu durumun hükümetin “diğer harcamalarını aksatarak” yatırım yapma kabiliyetini sınırladığı ve Euro Bölgesi borç krizi ve Kovid-19 salgını gibi yeni bir makroekonomik şok durumunda ülkeyi tehlikeli derecede savunmasız bırakacağı belirtiliyor.
Ulusal Denetim Ofisi'nin raporunda, Fransa'nın kamu finansman stratejilerinin, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş gibi çevre koruma politikalarıyla ilgili harcamaları tam olarak hesaba katmadığı ve bunun ekonomide olumsuz bir şoka işaret ettiği belirtiliyor.
Öte yandan 2022'de 125,8 milyar euro olan Fransa'nın kamu bütçe açığı 2023'te 154 milyar euroya çıktı. GSYH'nin yüzde 4,8'ine karşılık gelen Fransa'nın bütçe açığı 2022'de yüzde 5,5'e yükseldi. 2023'te GSYH'nin yüzdesi.
Geçen yıl ülkenin kamu borcu GSYİH'nın %110,6'sına ulaştı. Avrupa Komisyonu, Fransa için bu rakamın bu yıl %112,4'e, 2025'te ise %113,8'e çıkmasını bekliyor.
Bu arada Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, 19 Haziran'da aralarında Fransa ve Avrupa'nın ikinci büyük ekonomisi olan İtalya'nın da bulunduğu 7 üye ülkeyi, yüksek bütçe açıkları nedeniyle disiplin soruşturması başlatılacağı konusunda uyardı.
AB kurallarına göre normal şartlarda üye ülkelerin bütçe açıklarının GSYİH'nın yüzde 3'ünü, kamu borçlarının ise GSYİH'nın yüzde 60'ını aşmaması gerekiyor.
Birliğin kuralları üye ülkelerin açıklarını ve kamu borçlarını sınırlıyor. Bu sınırın aşılması durumunda uygulanacak tedbirlerin AB Komisyonuna bildirilmesi ve etkili aksiyonların alınması gerekmektedir. Ancak AB ülkelerinin önemli bir kısmı vergi kurallarına uyum sağlamamaktadır.
Disiplin prosedürü, aşırı açıkları olan ülkeleri maliye politikalarını sıkılaştırmaya zorlamayı amaçlıyor. Mali kurallara uymayan ülkeler disiplin sürecinin sonunda para cezasına çarptırılabiliyor.
AB üye ülkeleri, 2020 yılında hızla artan bütçe açıkları ve kamu harcamaları nedeniyle Kovid-19 salgını nedeniyle bu kuralları askıya alma kararı aldı.
MERKEZ BANKASI BAŞKANI DA BİLGİLENDİRDİ
Öte yandan uluslararası derecelendirme kuruluşları Moody's ve S&P Global, seçim sonuçları ve ülkede koalisyon hükümetlerinin büyük ölçüde test edilmemiş olması nedeniyle çıkmazın Fransız ekonomisine olumsuz etkisi konusunda uyarıda bulunmuştu.
Moody's açıklamasında, Fransa'da Yeni Halk Cephesi'nin zaferinin ardından kurulacak büyük koalisyonun karar alma ve borç azaltma işini daha da zorlaştıracağı belirtiliyor.
Bank of France Başkanı François Villeroy de Galhau da erken seçim sonrasında Meclis'te ortaya çıkan siyasi çıkmazın Eylül ayına kadar çözülmesini beklediğini belirterek, “Karar ne olursa olsun açığı azaltmalıyız” uyarısında bulundu.
Fransa'da ilk turu 30 Haziran'da, ikinci turu ise 7 Temmuz'da yapılan erken genel seçimler, dört sol partiden oluşan Yeni Halk Cephesi'nin zaferiyle sonuçlandı.
Seçimlerde 178 sandalyeyle sol Yeni Halk Cephesi birinci olurken, onu 163 sandalyeyle Macron ittifakı ve 143 sandalyeyle aşırı sağcı Ulusal Birlik İttifakı (RN) izledi.
Bu sonuçlarla toplam 577 milletvekilinin gerekli olacağı parlamentoda hiçbir parti veya ittifak hükümeti kurmak için gereken salt çoğunluğa ulaşamadı.
Yeni parlamentonun Eylül ayında ülke bütçesini oylaması bekleniyor.