Oluşturulma tarihi: 03 Kasım 2025 04:00
Küresel ticarette korumacılık rüzgarları Türk otomotiv şirketlerinin yönünü değiştirdi. İhracatla büyüyen markalar artık yurt dışı üretime yöneliyor. Ford Otosan'ın Romanya'ya taşınmasının ardından Anadolu Isuzu, Özbek SamAuto'yu 80 milyon dolara satın alıyor. Genel Müdür Tuğrul Arıkan, “Artık bu işi sadece ihracatla yürütmek mümkün değil” dedi.
DÜNYA ticaretindeki korumacı eğilim, yıllardır Türkiye'ye üretim ve ihracat yapan Türk otomobil üreticilerinin oyun planlarını değiştirmesine yol açtı. Türkiye'de üretim ve ihracat yapan markalar artık yurt dışında da yatırımcı kimliğiyle öne çıkmaya başladı. Ford'un Romanya'daki fabrikasını 575 milyon euroya satın alan Ford Otosan'ın ardından yerli otomobil üreticilerinin ikinci büyük hamlesi Anadolu Isuzu'dan geldi. Şirket, Özbekistan'da Japon Isuzu ve Itochu işbirliğiyle faaliyet gösteren ticari araç üreticisi SamAuto'nun yüzde 75,2 hissesini 80 milyon dolarlık yatırımla satın almayı kabul etti.
'ÇOK CİDDİ BİR KORUMACI VAR'
Satın alma sürecinin kısa sürede sonuçlanacağını belirten Anadolu Isuzu Genel Müdürü Tuğrul Arıkan, yatırım kararına ilişkin süreci şöyle anlattı: “Bugün küresel trendlerde başarılı olmanın yolu sepetteki modelleri genişletmekten geçiyor. Kamyon ve pikapla başlayan sisteme önce otobüsleri ekledik, yurt içinde satmaya başladık. Ardından ihracata başladık. Çoğunluğu otobüs olmak üzere 45 ülkeye yayıldık. Ama bugün bu yeterli değil. Trend olarak ciddi bir korumacılık durumu var. Gördüğünüz gibi sürekli tarifelerden bahsediyoruz.” dedi.
BU GEMİ SADECE İHRACATLA YÜRÜMEZ
Geçtiğimiz hafta İstanbul'da otomotiv gazetecileriyle bir araya gelen otomotiv gazetecileriyle bir araya gelen Arıkan, yurt dışında da birçok üreticinin yatırım yapabileceğini belirterek, şunları söyledi: “Artık farklı modeller düşünmeye başlamamız lazım. Bu işi sadece ihracatla yapmak mümkün değil. İşbirlikleri, ortaklıklar, satın almalar gibi yöntemleri çeşitlendirmemiz, zenginleştirmemiz gerekiyor. Dünyadaki korumacılık ve milliyetçilik eğilimi kalıcı görünüyor. Türkiye'nin otobüs ve karayolu taşımacılığı sektöründe ciddi bilgi, tecrübe ve kalitesi var. Bunun bir şekilde ileriye taşınması gerekiyor. Sadece ihracat artık öncelik.” “Bunu bir satış modeli olarak tutamazsınız. Ülkeler bir şeyler istiyor, katma değer yaratılmasını istiyorlar” diye devam etti.
Arıkan: “Türkiye ekonomisinde yaşanan sorunlar yurt dışına yatırım kararınızı da etkiledi mi?” Sorumuza yanıt olarak faiz ve kur baskılarının üretimdeki rekabet güçlerini etkilediğini ancak bu durumun geçici olduğunu ve yatırım kararlarını etkilemediğini söyledi.
TOPLAMA DA YAPILACAK
SamAuto'nun Özbekistan'da 25 yıllık bir geçmişi olduğunu belirten Arıkan, şirket hakkında şu bilgileri verdi:
“Bugün kamyon çeşitleri arasında hem benzinli hem de dizel modeller var. 8,5-9 metreye kadar otobüs ve Pick-Up montajı da yapıyorlar. Isuzu Pick-Up montajı da yapıyorlar. Nitelikli insan kaynağına sahipler. Ayrıca sadece Özbekistan'da değil çevre ülkelere de araç satışı yapıyorlar. SamAuto markasıyla Kazakistan, Kırgızistan, Azerbaycan, Tacikistan ve Türkmenistan'da araç satışı yapıyorlar. Biz de bunlara hafifçe dokunarak katkıda bulunabiliriz.” ürünlerimizi Ortadoğu ve Afrika başta olmak üzere geniş ihracat coğrafyamıza taşıyabileceğiz ve henüz bulunmadığımız bazı Afrika pazarlarına da girebileceğiz.”
RUSYA PAZARINA GİRİŞ SİNYALİ
ANADOLU Isuzu Genel Müdürü Tuğrul Arıkan, Özbek SamAuto ile birlikte Rusya pazarına girme ihtimalinin bulunduğunu söyledi. Arıkan: “Satın alma Rusya pazarı için size avantaj sağlayacak mı?” Sorumuza şu cevabı verdi: “Evet öyle olacak. Bize şimdi değil, gelecekte büyük bir avantaj sağlayacak. Satın alırken verilerimize dahil etmedik ama her zaman büyük bir umutla bekliyoruz.”
70 MİLYON DOLARLIK YATIRIM YAPILACAK
FABRİKA alımından sonra yatırımlarına devam edeceklerini belirten Tuğrul Arıkan, “Şu anda miktarını tahmin etmek kolay değil ama önümüzdeki 5 yıl içinde 60-70 milyon dolar civarında bir yatırım daha yapacağız. Bu yatırımlar tamamen ürün geliştirmeye yönelik olacak.” Fabrikanın yıllık 4 bin adet üretim kapasitesi ve yıllık 200 milyon dolar ciroya sahip olduğunu belirten Arıkan, şu bilgileri verdi: “Şirkette 1.500 kişi çalışıyor, deneyimli bir kadroları var. Tesis tıpkı bizimki gibi. Mühendislik birimi ve araştırma geliştirme birimi var. Tüm projeleri onlar tasarlıyorlar. Ürün geliştirme planlarını ürün grubuyla birlikte yapıyorlar. Kalite felsefesi oluşturulmuş. En büyük sorunları malzeme temini. Bu bizim yapabileceğimiz en büyük avantajlardan biri olacak.” Hedefimiz önümüzdeki beş yıl.” “Yıllık perspektiften bakıldığında bu lokasyonun mevcut cirosunu %100 artırmak istiyoruz.”