‘Hepimiz öldük ama onlar cennete gitti’ Depremde tüm ailesini kaybetti tek başına kaldı! Yaşadığı acıyı gözyaşlarıyla anlattı
Kahramanmaraş merkezli depremler tüm Türkiye’yi derinden yaralarken, depremzedeler kaybettikleri canların acısıyla yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. Her depremzede bir başka yürek burkan hikaye yaşarken, deprem felaketinde tüm ailesini kaybedenler de var. Hataylı 42 yaşındaki Leyla Kokusever de bunlardan biri. Kokusever, yaşadıklarını gözyaşları içinde anlattı.
CNN Türk’ten Fulya Öztürk’e konuşan Leyla Kokusever, acısını şu sözlerle dile getirdi:
“HER ŞEY GİTTİ, HEPSİ GİTTİ”
“Annemi, abimi, ablamı, 3 kızını, karısını, 2 kuzenini kaybettim. Onlar akraba. Benim de uzaktan akrabalarım var, yani 20-25 kişi çıkıyor zaten. Evler gitti, hepsi gitti. , her şey gitti.
“NEYİ SEVECEĞİMİ BİLMİYORUM”
Bir şehir olsaydı, hepsi derdim, tek yardım oraya gidiyor. Bazı şeyler daha çabuk düzelir. Ama bencil olamayacağımız tek bir yer yok. Allah herkesi tekrar korusun. Arama kurtarma çalışmaları sırasında yaşananlar… Adama yalvardım. Bu binada en son annem kalmıştı, enkaz altından gideceklerdi. Yalvardım, lütfen dedim, annem içeride. Bodrumda. Onlar olmasa cenazesi… Öldü biliyorum, şimdi naaşına kavuşmak için bile bir umut bekliyorum. Cesedini buldum, umarım parçalanmamıştır. Umarım. Artık bitti ve artık neyi kutlayacağımı bilmiyorum. Şu anda tek benim, hiç kimse, hiç kimse. Şehir dışına çıktım, dayanamadım ama geri döndüm. Hayır, yapamam, yani başka hiçbir yerde yapamam. Cesetleri gömdük, gömdük. Sırtımızı döndük, başka bir hayat başladı. Hiçbir şey yerinde değil, düzelir mi bilmiyorum. İyileşse bile hiçbir şey eskisi gibi değil. Hepsi gitti. Toplanacak şekilde, bir gün düzelir. Zaman alacak ama hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
“RESİM YOK, HANGİ YAZI…”
Onlardan hiçbir şey kalmadı. Tek bir fotoğraf yok, bir nesne yok… Yok. Hayır, sen sıfırsın, ben böyle yeniden doğmuşum gibi ama hiçbir şey yok. Manevi destek bile bizim için o kadar önemli ki o desteği zaten buradaki insanlardan, gittiğimiz yerlerden alıyoruz. Mesela öyle geliyorlar, izliyoruz, biraz öyle teselli ediyoruz birbirimizi, bir anlık bir bozukluk oluyor, kafamız dağılıyor. Bunun dışında içimden bir şey sormak geliyor mu bilmiyorum. Hayır, düşündüğümde istediğim hiçbir şey yok. Bakma insanlar öyle geziyor ama bir an boşsan 5 saniye bile olsa yine bu gecedeyiz. Çoğu zaman böyle kalabalık ortamlarda dolaşıyoruz ama öyle bir an geliyor ki gerçekten her zaman yalnız kalmak istiyorsunuz. Yalnızken hep bu gecedesin, bu sesler, bu gürültüler. Nasıl çıktığımı da bilmiyorum, enkazın altından çıkana kadar orada ne olduğunu bilmiyordum. Dışarı çıktım ve her şey gitmişti, cehennem gibiydi.
“HEPİMİZ ÖLÜYORUZ AMA ONLAR CENNETE GİDİYOR”
Ama şimdi düşünüyorum da, hepimiz öldük ama onlar cennete gitti, biz cehennemdeyiz. Nefes alıyoruz, nefes aldığımıza şükrediyoruz ama… Ölüleri düşündüğümüzde şehit oldular, hayatta kaldılar diyorum bir nebze olsun içim rahatlıyor. Ama biz… Ve sen ne olacağını bilmiyorsun, yoksa çok kötü. Nereye gidiyoruz, ne yapacağız, burada ne kadar kalacağız, sonumuz ne olacak? Yoksa bizim derdimiz yemek yemek, karnımızı doyurmak falan değil. İnan bana, değiller. Sokakta kalabileceğinizi de gördük. Sokaklarda da yaşayabilirsin, nefes aldığın sürece her şeyi yapabilirsin. Ama şartlar önemlidir. Ama yanındakiler, sevdiklerin, annen, baban, kardeşlerin olsaydı… Belki biraz daha birbirimize sarılabilirdik. Ama kimse olmayınca… Allah sabır verir. Allah omuzlarımıza taşıyamayacağımız kadar yük yüklemez, gerçekten oldu. Her şeyi aynı anda yaşadığımız için bazen tımarhaneye gitmediğimize şaşırıyorum. Yani bir şeyler gördük… Ruhlarımızın soğuk bedenlerini tutuyoruz… Akıl hastanesine gitmediysek bize bir şey olmaz.”


